Marka Hukuku
Ticaret erbabı, bazen kendilerini bazen de ürün ve hizmetlerini başkalarından ayırt etmek için birtakım ayırt edici ad ve işaretler kullanır. Bu tanıtıcı işaretler günlük yaşamımızda farklı şekillerde ortaya çıkar. Tanıtıcı işaretlere ayırt edici ad ve işaretler de denir. Bunların başında marka gelir.
Marka; bir işletmenin mal veya hizmetlerini diğer işletmelerin mal veya hizmetlerden ayırt eden işarettir. Marka olabilecek işaretlerin kapsamı oldukça geniştir. Bu bağlamda kişi adları dâhil özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar ve malların veya ambalajlarının biçimi gibi çizimle görüntülenebilen her türlü işaret marka olabilir. Bugün dünyada koku ve ses markalarının dahi korunacağı üzerinde durulmaktadır. Ülker, Arçelik ve Bellona gibi ürün markaları yanında; Akbank ve Güneş Sigorta gibi hizmet markaları da koruma altındadır.
Ticaret unvanı, taciri; işletme adı ise işletmeyi tanıtır. Örneğin, Gökkuşağı Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. bir ticaret unvanıdır. Buna karşılık Çemberlitaş Turşucusu bir işletme adıdır.
Demek ki marka, ürün veya hizmeti; ticaret unvanı, taciri; işletme adı ise işletmeyi tanıtır. Markalar için 554 Sayılı KHK ile özel düzenleme yapılmıştır. Ticaret unvanı ve işletme adı ise Ticaret Kanununda düzenlenmiş olup, bunlar markaya oranla daha zayıf bir korumaya sahiptir.
Marka hakkı kullanım yoluyla veya tescille kazanılır. Kullanımla kazanıma gerçek hak sahipliği denir. Bu bağlamda başkasının kullandığı ve fakat tescil ettirmediği bir markayı kendi adına tescil ettiren kişi gerçekte marka sahibi olamaz. Zira markayı kullanan gerçek hak sahibi sonradan o kişiye karşı dava açarak markayı hükümsüz kıldırabilir veya markanın devrini talep edebilir. Ancak uzunca bir süre sessiz kalındıktan sonra açılan davalar reddedilmektedir. Mahkemeler genellikle beş yıllık süreyi uygulamaktadır.
Fikri mülkiyet hukukunda ülkesellik ilkesi geçerli olduğu için markasını Türkiye’de tescil ettiren kişinin markası kural olarak sadece Türkiye’de korumadan yararlanır. Başkaca ülkelerde de markasını korumak isteyen kişi o ülkelerde de tescil ettirmelidir. Türkiye’nin de tarafı olduğu bazı uluslararası anlaşmalar, başvuru ve tescil kolaylıkları sağlamaktadır